Çağımızın en amansız hastalıklarından birisi kumardır.
Kumar kişide önce maddi kayıplara yol açar. Maddi kayıplarla birlikte kişi
derin stresler yaşamaya başlar. Strese bağlı olarak ruhsal dengesi bozulan
insan yavaş yavaş toplumdan gerçek yaşamdan uzaklaşır. Tüm çevresini kumar
masasına oturabilmek için bir araç olarak kullanmaya başlar. Sözler verir
borçlar alır ve yerine koyamaz. Toplumdaki itibarı giderek düşmeye başlar. Kişi
yavaş yavaş yok olmaya başlar.
Peki, kişi neden kumar oynar? Kısa sürede hayallerine
kavuşmak isteyen insan önce elindeki yatırımları kumar masasına yatırır.
Kaybetmeye başladıkça yavaş yavaş elinde avucunda ne varsa satmaya başlar.
Satacak bir şeyi yoksa borçlanmaya başlar. Ta ki borç gırtlağa dayanıp masaya
oturamaz hale gelinceye kadar bu devam eder. Kişi kaybettikçe kaybımı telafi
edeyim çekileceğim bu masadan der. Fakat
bir türlü kaybettiklerini yerine koyamaz.
Kişiyi kumara iten birçok neden vardır. Çevresinde maddi
imkânsızlık yüzünden çile çeken insanları gördükçe masaya daha hırslı oturur.
Kazanıp çevresindeki insanların yarasını sarmak ister. Fakat her masaya
oturduğunda ruhunda derin yaralar açtığını asıl kaybedenin kendisi olduğunu
fark etmez. Kaybetme duygusu kişinin
gözünü karartır. Kazanmakla ilgili hep güzel hayaller kurar. Kısa sürede bu
kadar para kaybettiğini düşünmek kişiyi strese sokar. Kişi kaybettiklerini
ancak yine oynayarak kazanabileceğini düşünür. Zararın neresinden dönülürse
kardır felsefesini düşünmez. Bu yüzden battıkça batar.
0 yorum:
Yorum Gönder